Metreye Ne Hacet

Günün bombaları başka sınıflardan bu sefer.

Öğretmenler odasında oturmuş, Matematik dersinde metre ve cetvel ilişkisini çocuklara nasıl daha kolay verebileceğimizi konuşurken, bir öğretmen arkadaşım anlattı.

“Hani benim sınıfta çok küçük boylu bir öğrenci vardı ya, Muhammet.”

Muhammet’i tanımayan yoktu ki. Gerçekten de akranlarına göre çok kısa boylu, sevimli mi sevimli bir öğrenciydi. Hepimiz; arkadaşları da dahil; ona çok takılıyorduk ve seviyorduk.

“İşte ben hangi nesnelerin metreyle, hangilerinin cetvelle ölçülebileceğini anlatırken, bir öğrencim söz aldı ve dedi ki…”

Durakladı, bize baktı, biz de “Eeee?” der gibi baktık.

“Öğretmenim, Muhammet’in boyunu cetvelle ölçebiliriz, metreye gerek yok!”

Bir kahkaha tufanıyla sınıflarımıza dağıldık.

1/B sınıfı öğretmen arkadaşım, merdivenden inerken beni yakaladı.Hem gülüyor, hem anlatıyordu.

Öğrencilere özel isimlerin ilk harflerinin büyük yazılması gerektiğini anlatırken, öğrencinin bir tanesi sordu:

“Öğretmenim, Ankara’nın A’sını neden büyük yazmalıyız?”

Cevabı da hemen başka bir öğrenci yapıştırdı:

“Ben biliyorum, Ankara’ya gittim. Ankara çok büyük bir yer. O yüzden A’sını büyük yazmamız gerek.”

Öğretmen arkadaşım nöbet yerine giderken, halâ gülüyordu.

Bu öğrenciler kesinlikle çok zeki, çok!

21.12.2016, Çarşamba Gülyalı Merkez İlkokulu, Ordu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir