Değerlendirmenin Böylesi

Bu sene 4. sınıf olduk ya, haliyle sınavlarımız da var.Bu gün de Matematik dersinden ikinci dönemin ilk sınavını yapmamız gerekiyordu. Yaptık.

Sınavdan sonraki dersimizin ilk 20 dakikası okuma saatine denk geldi. Ben de fırsattan istifade, bu süre içerisinde sınavı okumak için bir cevap anahtarı hazırladım. Sonrasında da değerlendirmeye başlamak için, sınav kağıtlarından ilk sıradakini elime aldım.

Elime aldığım sınav kağıdını, okumaya başladım. Okuduğum kağıt, sınıfın en üst seviyesindeki öğrencime aitti. Birkaç soru okumuştum ki, “Aferin çocuğa,” dedim kendi kendime “hepsini doğru yapmış.” Halbu ki; itiraf edeyim; sorular da biraz zordu.

Kağıdın ikinci yüzüne geçtim, değerlendirmeyi bitirdim ve hakettiği 100 puanı keyiflenerek yazdım. Tam sınav kağıdını bırakıp başka birini alacakken bir tuhaflık farkettim. Şöyle ki; değerlendirdiğim kağıttaki çözümler hep kırmızıyla yazılmıştı. “Allah Allah, niye hep kırmızı kalemle yazmış ki bu çocuk?” diye  kağıdı elimde evirip çeviriyordum ki, ne göreyim. Değerlendirdiğim sınav kağıdı öğrencimin değil, az önce kendi hazırladığım cevap anahtarıydı.

Meğerse ben, öğrencimin sınav kâğıdıyla, biraz önce hazırladığım kendi cevap anahtarımı değerlendirmişim ve daha da güzeli, kendime 100 vermişim!

Kafamı bir o yana bir bu yana sallayarak kendi kendime gülmeye başladım. Öğrencilerim de öğretmenimiz neye gülüyor diye meraklı gözlerle beni süzüyorlardı.

Bunca yıllık meslek haytımda kendi kendimi de değerlendirdim ya, bana da helâl olsun! Hem de öğrencimin sınav kağıdıyla.

23.03.2015, Pazartesi Gülyalı Merkez İlkokulu, 4/A Sınıfı Gülyalı/ORDU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir