Sen Yaz Yeter

Bazen gam yükünün kervanı gelir kapına. İşte o kervan kapına uğradığında, insan, bir şekilde o kervanı tez zamanda uğurlamanın yollarını arar. Ben yolunu yazarak buldum. İşte böyle zamanlarda yazarak yol veriyorum kervana ben. Beyaz kağıda yüklüyorum kervanın yükünü. Ben çekeceğime o çeksin.

Bilmem sizde de öyle mi, ama bende durum tam olarak bu.

Kadrini ve kıymetini bilene kağıt ve kalem en güzel dert ortağıdır. Sessiz sessiz dinler seni kağıt, içindeki zehri akıtmana hiç sesini çıkartmaz. Kalem dersen, kağıttan aşağı kalır yanı yoktur, her harfte, her kelimede döner döner durur. Belki başı döner de, geriye bir damla laf vermez. Neden diye sormaz, sorgulamaz öyle başkaları gibi.

Gerçi modern teknolojiyle birlikte beyaz sayfaya da kaleme de vefasızlık eder olduk. Beyaz sayfa görevini beyaz ekrana devretti usul usul. Kalem de çok yorulmuş olmalı ki klavyenin hükmü altına çok kolay giriverdi. Ammavelakin, kağıdın yerini tutamadı modern teknoloji; yani bana göre.

Bir de sıkıntılı zamanlarımda kendimle olmayı seviyorum ben. Kendimi dinlemeyi, düşünmeyi. Kendi içime dertlenmeyi.

Kendi içine dertlenmek… İnsan derdini kendi içine dökerse, o dert insanı yer bitirir. Ammaaa, en azından diğer insanlara iş çıkarmaz, bir de onlar senin gamını yüklenmek zorunda kalmazlar. Neden başkalarını da kendi dertlerine ortak edesin ki.

Yine de siz siz olun, kendi içinize dertlenmeyin. Gam yükünün kervanı size de mi uğradı, alın elinize bir kağıt bir kalem, dökün içinizdekini, korkmayın hiç ses etmezler.

Zor geldiyse kalem kağıt, sizi klavye başına alalım yine de!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir