Bu Kuru Fasulye Çok Kuru

Öğlen arası, yemek saati, yemekhanedeyiz. Öğrenciler yemeklerini almış, yiyorlar. Onlardan sonra ben de aldım. Tam yemeye başlamışken, arkamdaki masada bir kıyamet koptu. Döndüm, gördüğüm manzara: Birinci sınıftaki dünyalar tatlısı, okulumuzun maskotları olan ikizlerimizden İdil olanı, öyle bir ağlıyor ki, sanırsın dünyası başına yıkılmış. Yemekhanedeki nöbetçi öğretmenler, görevli bayanlar, hepsi başına toplandı.

“Ne oldu İdil, niye ağlıyorsun?”

Soru üzerine İdil öyle bir volüm yükseltti ki, gözler sımsıkı kapalı ama bir damla yaş yok, ağlarken, daha doğrusu ağzını kocaman açmış var gücüyle çığırırken küçük dili görünüyor. Yine de soruyu cevaplamak için küçük bir mola vermekten geri durmadı, ağzı büzüle büzüle derdini ortaya döktü:

“Bu kuru fasulye çok kuruuuuu!”

Hepimiz bakıştık, gülmeye başladık. Bayan öğretmen arkadaş İdil’e doğru eğildi:

“Ama İdil, adı üzerinde bu, kuru fasulye.”

Bunun üzerine İdil daha acıklı, ağlamaktan da çığırmaktan da acıklı bir nota tutturdu:

“Ama ben sulu kuru fasulye istiyoruuuuum!”

Anladık ki, İdil’e kuru fasulyenin suyundan denk gelmemiş, tabağına hep fasulyesinden gelmiş, çocuğun kuru fasulyesi harbiden kuru olmuş yani. Biraz suyundan ekleyince sorun halloldu, az önce kıyamet koparan İdil anında durum değişikliğine gitti, mutlu mesut bir yüzle, ekmeğini bandıra bandıra ‘sulu kuru fasulyesini’ yemeye başladı.

26.11. 2022, Gülyalı Merkez İlkokulu, 1/A Sınıfı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir