Ağız Tadıyla Üşümek

Üşüyememek nedir bilir misiniz?

Öyle şey mi olur canım mı diyorsunuz? Olur, hem de bal gibi olur, okuıyun da görün.

Üşümeyi çok severim ben, hem de çok. Gel gör ki üşüyememek, hatta şöyle ağız tadıyla üşüyememek gibi bir problemim vardır; kışın bile.

Üşüyememenin ne kadar rahatsız edici olduğunu olduğunu tahmin bile edemezsiniz!

Sizin hiç; insanlar soğuktan kat üstüne kat giysilere sarınırken çıkıp soğukta dolaştığınız, bir gömlekle, hatta kısa kollu gömlekle gezme isteğine, sırf hasta olma korkusuyla gem vurduğunuz oldu mu? Ya buz gibi havada yaz gibi terlediğiniz? Normal insanlarda rastlayamayacağınız bunlar bana hep oluyor!

Az önce dedim ya üşüyememek rahatsız edici… Gerçekten öyle. En başta kendin rahatsız oluyorsun. Sonra da mevsim normallerinde sen anormal giyinince bakışlardan rahatsız oluyorsun. Kışın en sert yerinde, biraz yürüdüğünde, ya da şartların gerektirdiğince giyindiğinde terlemesi yok mu, işte en çok bundan nefret ediyorum. Evet, yanlış duymadınız, nefret ediyorum.

Bu hep böyle değildi, ben de üşürdüm; yani eskiden.

Üşümeyi (ya da belki de üşüyememeyi, bilmiyorum), gençlik yıllarımda, üniversitede okurken Erzurum’da öğrendim ben. Nasıl üşünür, üşümek nasıl olur oranın havası öğretti bana.

Üşümekle ilgili ihtisasımı güneydoğuda askerliğim sırasında yaptım. Öğretmenliğimin ilk yıllarında  Ṁuş’ta da doktoramı tamamladım.

Üniversiteye diye çıktığım memleketime, aradaki küçücük fasılaları saymazsak, yıllar sonra dönebildim.

Geldim baktım, farkına vardım ki, memleketimdeki insanlar üşüyorlar da ben üşüyemiyordum!

Anladım ki artık bizim buraların soğuğu beni üşütemiyordu. Buralardaki soğukla insan üşüyemez ki!

Bizim buraların soğuğu Erzurum’unkinin yanında solda sıfır kalır, bırakın onunki gibi üşütmeyi, yanından bile geçemez. Erzurum’un ayazında üşümemiş olan, bizim buralarda üşüdüm demesin hiç.

Bazen hava çok soğuk serzenişlerini duyduğumda derim ki onlara, “Siz hiç adamakıllı üşümemişsiniz, üşümeyi bilmiyorsunuz.”

Bizim buraların yaz mevsimi de öyle sıcak yörelerimizinkine çok yaklaşamaz ama, bu bile çok fazladır bana. Yaz mevsimi de en büyük bir işkencemdir. Evin en ücra, güneş görmeyen yerlerinde sanki gizlenerek geçiririm koca mevsimi. Boynumda bir havlu, bir atlet, bir şort, yaz kreasyonumun en nadide parçalarıdır.

Neden ağız tadıyla üşüyemediğim konusunda net bir fikrim yok ama tahminlerim var.

Birinci ihtimal, doğunun soğuğu beni kaşarladı. İkinci ihtimal ve daha akla yatkın olanı, gençlik yullarımın başından beri tansiyon hastası olmamdır. Bundan gurur duymuyorum ama, nefret de etmiyorum. Başa gelen çekilir.

Böyle yaşamayı öğrendim kanıksadım artık. Velhasıl, önüne geçemediği şeylerle yaşamayı öğrenmeli insan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir